{ "title": "Kan Hücreleri", "image": "https://www.kangruplari.gen.tr/images/kan-hucreleri.jpg", "date": "21.01.2024 21:47:04", "author": "Çetinel", "article": [ { "article": "
Kan hücreleri, damarlar içinde sürekli hareket halinde olan kan iki farklı bölümden oluşur. Bunlar büyük kısmı sudan oluşan plazma ve kan hücreleridir. Genel olarak kanın %50-60 oranını plazma, %40-50 oranını kan hücreleri oluşturur.

Kan hücreleri ve özellikleri nelerdir?

Eritrositler (Alyuvarlar - kırmızı kan hücreleri): Kanda bulunan en yoğun hücrelerdir. Kanda bulunan eritrositlerin kan hacmine oranına hematokrit adı verilir. Bu oran erkeklerde %40-54 oranında, kadınlarda ise %38-46 oranında değişiklik gösterir. Eritrositlerin içinde olan hemoglobin, eritrositin temel işlevi gaz transportunu sağlar. Kanın kırmızı renkte olması hemoglobin sayesinde sağlanır. Hemoglobin akciğerlerde oksijen bağlar, bunu vücut hücrelerine taşır, buralardan aldığı atık madde karbondioksiti akciğerlere taşıyıp vücuttan atılmasına yardımcı olur. İnsanlarda normal hemoglobin düzeyi 12-16,5 gr/dL arasında olur. Bu değerlerin altında olan hemoglobin düzeyi kansızlığı gösterir. Kanda normal olarak mikrolitrede 4-6,5 milyon eritrosit bulunmalıdır. Yapılacak tam kan sayımı testinde eritrositler önemli parametrelerden biridir. Anne karnında olan bebekte 2 aydan 8 aya kadar karaciğer ve dalakta üretilen eritrosit, beşinci aydan itibaren kemik iliğinde üretilmeye başlar. Eritrositlerin kandaki yaşam süresi 120 gün kadardır. Bu süreçten sonra kemik iliğinde üretilen yeni hücreler kan dolaşımına verilir. Eritrositlerin normal bir şekli olmadığından, bazı genetik hastalıklar sırasında kılcal damarlardan geçerken takılır ve damarları tıkar. Bu şekilde normal ömürlerinden daha erken ölürler. Bu durum yaşandığında, kansızlık gibi sorunlar görülür. Bazı genetik hastalıklar sonucunda ise şekilleri küre şeklinde olur ve kılcal damarların içinden geçemez ve parçalanırlar. Eritrositlerin kana karışması ise hematüri olarak adlandırılır. Bu durumda idrar rengi kırmızı pembeye döner, bazı hallerde idrarda kan görülebilir.

Lökositler (Akyuvarlar - beyaz kan hücreleri): bu kan hücreleri çekirdek yapısına göre parçasız (Agranülositler) ve parçalı (Granülositler) olarak iki türlüdür. Kan içinde normal olarak mikrolitrede 4000-10000 lökosit bulunur. Bu miktarın yüksek olması halinde lökositoz oluşur. Bu durum genellikle enfeksiyon hastalıklarından oluşsa da farklı sebepleri olabilir. Oranın düşük olması halinde lökopeni oluşur. Buda değişik sebeplerden oluşabilir. Lökositler vücudu savunma görevini üstlenmiştir. Lökositlerin özellikleri ve görevleri de farklıdır. Lökositler protein sentezleme, anabolik ve katabolik reaksiyonlar gerçekleştirir. Yeni doğanlarda ve çocuklarda daha fazla sayıda bulunurlar. Bunun yanında enfeksiyonlar sırasında sayıları 25.000 kadar olabilir. Bu hücreler kemik iliğinde, lenf düğümlerinde, dalak, bademcik gibi organlarda üretilir.

Lökositlerin türleri nelerdir?

Lökositler çekirdek büyüklüklerine, bazı boyalara karşı afinitelerine ve yapılarına göre sınıflandırılmaktadır. Buna göre;

Granülositler: bu lökositler kendi aralarında üç farklı gruba ayrılmaktadır. Bunlar;
Agranülositler: bu kan hücreleri kendi arasında gruplara ayrılmaktadır. Bunlar;

Monositler ve makrofajlar: Fagositoz yapma özelliği bulunan hücreler, lenfositler ile bağışıklık sisteminin regülasyonunda rol oynarlar. Monositlerin dokulardaki şekline makrofaj adı verilir.

Lenfositler: Çeşitli fonksiyonları bulunan hücrelerin temel görevi mikroorganizmaları tanımak ve antikor üretimi yapmaktır.

Trombositler: Kandaki en küçük ve eritrositler gibi çekirdeksiz olan hücrelerdir. Normal olarak kanda mikrolitrede 100.000-400.000 trombosit bulunmaktadır. Pıhtılaşma üzerinde önemli bir işlevleri vardır. Kan bankalarında kandan ayrıştırılarak, trombosit süspansiyonları elde edilir. Bunlar sadece trombosit ihtiyacı olan hastalara nakledilir. Bunlar aferez yoluyla da elde edilebilir.
" } ] }