{ "title": "Tam Kan Sayımı", "image": "https://www.kangruplari.gen.tr/images/tam-kan-sayimi.jpg", "date": "22.01.2024 00:42:35", "author": "Rakid", "article": [ { "article": "Tam Kan Sayımı, Tan kan sayımı en çok yapılan tetkikidir. Tam kan sayımı (Hemogram) ile akyuvar sayımı, alyuvar ve kan pulcukları sayımı, ayrıca hemoglobin ve hematokrit değerleri ölçülür. Anemi ve diğer hematolojik hastalıklar, enfeksiyon, kanama bozuklukları, alerjik durumların değerlendirilmesinde yarar sağlamasıdır. Yanına yıldız konulmuş anormal değerleri gören hastalar ne anlama geldiğini bilmediklerinden, bir tam kan sayımı raporuna göre çıkan sonuçlardan birisi de trombosit değeri. Trombosit, kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerdir. Normal değerleri 150 ile 440.000 milimetre arasındadır. Kan sayımı öncelikle hastada anemi (Kansızlık) veya vücutta bir enfeksiyon olup olmadığı, hakkında bilgi veren bir tetkiktir. Dolaylı olarak anlatım kan kanseri, kemik iliği kanseri ve pek çok ciddi hastalık hakkında da bilgilendirir. Tam kan sayımı (CBC), genel sağlık durumunun değerlendirilmesi ve anemi, enfeksiyon ve lösemi gibi geniş aralıktaki bozuklukların saptanması için kullanılan bu kan testidir.

Hemoglobin ve Hematokrit Testi

Hemoglobin; 14-18 g/dL (Erkek); 12-16 g/dL (Kadın) Hematokrit; %42-52 (Erkek); %36-46 (Kadın) PV tanısı koymak ve hastanın tedavi cevabını ölçmek için genelde hemoglobin ve hematokrit konsantrasyonları kullanılmaktadır.

Anlatımı; Hemoglobin ve hematokrit sıklıkla beraber istenen ve kanın oksijen taşıma kapasitesini ölçmek için kullanılan testlerdir. Hemoglobin kırmızı kürelerde bulunan ve temel olarak oksijenin taşınmasından sorumlu maddedir. Hematokrit ise kırmızı kürelerin kan içerisindeki yüzdesini göstermektedir. Genelde hematokrit değeri hemoglobin değerinin üç katıdır. Hemoglobin ve hematokrit bebeklerde, gebe kadınlarda, bakım evlerinde yaşayan yaşlılarda, adet gören kadınlarda mutlaka kontrollerinin yapılmasıdır. Bu testlerin en önemli yanı aneminin tespit edilmesini sağlamasıdır.

Arttırdığı durumlar; Polisitemilerde, doğuştan var olan kalp hastalıklarında, aşırı su kaybında yüksektir. Orak hücre anemisi gibi kırmızı küre şekil bozukluklarında hematokrit hatalı olarak yüksek çıkar, bunlarda hemoglobin miktarına bakılmalıdır. Azaldığı durumlar; Anemilerdedir.

Kan Tahlilinde Hangi Değerler İncelenir?

Lökosit sayısı (WBC); Lökositler (Akyuvarlar) vücudu mikroplara, virüslere ve diğer yabancı maddelere karşı koruyan bağışıklıktan sorumlu beyaz kan hücreleridir. Kanda, lenf sisteminde, dalak ve diğer vücut doklarında bulunurlar. Tıp dilinde lökosit sayısının yükselmesine lökositoz, düşmesine lökopeni adı verilir. Basit soğuk algınlığında, vücudun herhangi bir yerinde küçük bir enfeksiyon oluşması halinde lökosit sayımı yükselir. Bronşit ve farenjit durumlarında lökosit değeri biraz yükselebilir.

Eritrosit sayısı; Eritrositler alyuvarlar ya da kırmızı kan hücreleridir. Akciğerlerimizden dokularımıza oksijen taşırlar. İki yanından basık yuvarlak bir disk şeklindedir. Ortalama yaşam süreleri 120 gündür. Eritrositlerin hücre zarları kişiye göre değişen özel proteinler içerir. Kan gruplarımızın ABO diye ayrılmasının nedeni bu özelliktir. Eritrositlerin biraz fazla olması, son 24 saat içinde ağır egzersiz yapılması değerlerini biraz yükseltebilir. Polisitemi denilen hastalık eritrosit sayısını artırır ve kan yoğunlaşması olur. Kansızlık (Anemi) durumunda eritrosit sayısını düşürür.

MCV (Mean Corpuscular Volume); Eritrosit adı verilen oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin büyüklüğünü gösterir. MCV'nin düşük olması eritrositlerin küçük çaplı olduğunu, büyük olması eritrositlerin normalden iri olduğunu göstermektedir. Mikrositik anemi denilen kansızlık türünde eritrositlerin hacmi küçüktür ve MCV değeri normal limitlerin altında çıkar. Kronik hastalıkların ve demir eksikliği anemisinin tipik özelliğidir. Adet nedeniyle normalin üzerinde kan kaybeden bayanlarda, gastrit, ülser ya da bağırsak sisteminden azar azar da olsa kan kaybedenlerde Akdeniz anemisi rahatsızlığında MCV değeri normalden düşüktür. Makrositik anemide tam tersi olarak eritrositlerin çapları büyüktür ve MCV değeri normalin üzerinde çıkar. Pernisiyöz anemide Vitamin B12 ve Folik asit eksikliklerinde görülür.

MCH (Mean Corpuscular Hemoglobine); Eritrosit adı verilen kırmızı kan hücreleri içinde oksijeni taşıyan hemoglobin miktarını verir. Genellikle eritrositler büyük olunca (Makrositik anemilerde) MCH değeri de yükselir Mikrositik anemilerde ise eritrositlerin çapı küçüktür ve MCV ile MCH değeri düşer.

MCHC (Mean Corpuscular Hemoglobin Concentration); Bir kırmızı kan hücresi içindeki ortalama hemoglobin konsantrasyonudur. Hemoglobinin hematokrite bölünerek hesaplanır. Demir eksikliği ve talasemi gibi mikrositik, eritrosit volümünün düştüğü hastalıklarda normalin altına iner, hemoglobinin eritrositler içinde yoğunlaştığı hastalarda yanık vakaları gibi sferositosiz denilen kalıtsal hastalıklarda artmasıdır.

RDW veya RCDW (Red Blood Cell Distribution Width); Eritrositlerin volümlerinin değişikliğini gösterir. Eritrositler genelde 6-8 mikron çapındadır. Bazı hastalıklarda eritrositler irili ufaklı olur ve RDW değeri yükselir. Vitamin B13 veya Folik asit eksikliğine bağlı pernisiyöz anemi vakalarında çoğunlukla RDW değeri yükselir. Demir eksikliği anemisinde de eritrosit çapları çok değişebildiği için RDW değeri yüksek çıkabilir.

Trombosit sayısı; Trombosit kanın pıhtılaşma fonksiyonunu sağlayan küçük kan hücreleridir. Bunlarda alyuvarlar gibi çekirdeksiz disk şeklinde hücreleridir. 9-10 günlük ömürlerini tamamlayınca dalakta parçalanırlar. Herhangi bir yaralanma durumunda hemen kanayan ya da yırtılan damar bölgesine gidip birbirine yapışarak ve damarı büzerek pıhtılaşmayı sağlar ve kanamayı engellerler.

MPV (Mean Platelet Volume); Kandaki trombositlerin ortalama büyüklüğünü gösterir. MPV değeri düşüklüğü kemik iliğinde trombosit üretiminde bir sorun olduğu bilinir. Yüksek olması, bir nedenle kemik iliğinde trombosit üretiminin hızlandığı anlamına gelir. MPV düşüklüğüyle trombosit sayısının birlikte düşük olması Aplastik Anemi açısından anlamlıdır.

PDW (Platelet Distrubition Width); Trombosit çaplarının değişkenliğini gösterir.

PCT (Platelet crit); Trombositlerin kandaki %'nin kaçının yaptığını gösterir. Tek başına bir anlam ifade etmez.

Nötrofil (Neutrophil); Parçalı nötrofiller vücudumuzu bakteri ve mantarlara karşı savunan hücrelerdir. Mikrop saldırısında, bölgeye ilk gelen savunma askerleri nötrofillerdir. Ömürleri ortalama 4-5 gündür. Lökositlerin %60-70'ini nötrofiller yapar. Bakterileri yutup öldürürken kendileri de ölürler. Bu yüzden iltihapların içinde çok miktarda nötrofil bulunur. Laboratuar ölçümünde çomak nötrofil ve parçalı nötrofil olmak üzere iki şekilde bulunur.

Çomak nötrofil; Nötrofillerin genç halidirler. Normal kan sayımında hiç görülmemeleri veya sayıca çok az olmaları beklenir. Sayının artması (Sola kayma) vücutta nötrofil üretimini aşırı derecede tetikleyen kuvvetli bir iltihap olduğunu düşündürmektedir.

Eozinofil; Eozinofiller parazit enfeksiyonlarında, bağırsak solucanlarında ve alerjik reaksiyonlarında görev yapan lökositlerdir. Diğer değerler normalken yalnızca eozinofil değerinin artması ciddi bir kan hastalığı anlamına gelmez ve vücutta alerjik bir tepkime olduğunu düşündürür.

Bazofil; Bazofillerde eozinofiller gibi vücudun alerjik reaksiyonlarında görev yapar, alerji kökenli inflamasyonlarda artarlar. Kene gibi büyük parazitlerin ısırması bazofil seviyesini artırır. Normal kan sayımında hiç görülmez veya çok az görülürler. Sayının aşırı artması kemik iliğini etkileyen bir hastalık olduğunu düşündürür. Hodkin hastalığında da artabilmektedir.

Lenfosit; Kan sayımını da lenfosit yüzdesinin yüksek olması viral bir enfeksiyon önemini taşır. Üç tip lenfosit vardır. B hücreleri antikor üretir, hastalık etmenlerine bağlanarak onları yok eder. T hücreleri vücudun bağışıklık cevabından sorumludur. Naturel killer hücreler bir virüs veya kanser tarafından etkilenen ya da kanserleşme eğilimi gösteren vücut hücrelerini yok eder.

Monosit; diğer lökosit hücreleri gibi savunma görevleri vardır. Mikropları, ölü ya da hasta hücreleri bir vakum gibi içlerine alarak yok ederler. Enfeksiyonlarda, ateşli hastalıklarda, lösemi denilen kan kanseri türlerinde, lenfomada artar.

Tahlil sonuçlarının değerlendirilmesi; Hamilelerde ve diğer hastalarda tahlil sonuçları ancak muayene ve diğer bulgular ile kombine edilerek değerlendirildiğinde bir anlam kazanır. Bu nedenle tahlil sonuçları ilgili doktora danışılmadan asla değerlendirilmemelidir.
" } ] }