Kan Bağışının Önemi

Kan, vücudumuzda üretilemeyen ve halen tek kaynağı sağlıklı bağışçılar olan hayati bir sıvıdır. Kan bağışının hem toplumsal hem de kişisel açıdan büyük önemi bulunmaktadır. Kan bağışı yapıldığında, vücut yeni kan üretir ve bu süreç vücudun genel sağlığı için oldukça faydalıdır. Kan, genel özellikleriyle tüm insanlarda aynı yapıda olmasına rağmen, herkes birbirine kan veremez. Kan nakli sırasında kan grubunun uyumlu olması gerekmektedir; aksi halde nakil yapılan kişide hayati tehlike oluşabilir. Kan, damarlarımızda sürekli olarak dolaşan ve canlılığın temel yaşam kaynağı olan bir sıvıdır. Bir kişide kan akışının durması, yaşamının sona ermesi anlamına gelir. Yetişkin bir insanda ortalama 5-6 litre kan bulunmaktadır. Kanın yaklaşık %50-%60'ı plazma, %40-%50'si ise hücrelerden oluşmaktadır. Kan hücreleri yan yana dizildiğinde 95.000 km uzunluğa ulaşarak dünyanın etrafını iki kez çevrelemeye yeter.

Kan bağışı, trafik kazaları, kan kanseri ve kan değişimi gibi sürekli ihtiyaç duyulan durumlarda hayati öneme sahiptir. İnsanlarda dört farklı kan grubu bulunmaktadır: A, B, AB ve 0. Bu gruplar arasındaki kan alışverişinde her gruptan kan alınamaz. AB grubu tüm gruplardan kan alabilirken, kendi grubu dışındaki kişilere kan veremez. Kan, vücut dışında üretilemeyen bir doku olup, tek kaynağı sağlıklı bağışçılardır. 50 kg üzerinde, 18-65 yaş aralığında bulunan, bulaşıcı hastalığı olmayan veya risk taşımayan her insan kan bağışında bulunabilir. Bir kişi yılda en fazla üç kez kan bağışlayabilir. Kan vermenin vicdani boyutu dışında, sağlık açısından da çok faydalıdır.

Kan Bağışının Sağladığı Faydalar

Kan, akciğerlerden aldığı oksijeni dokulara ve dokularda üretilen karbondioksiti akciğere taşır. Gerekli besin ve hormonları dokulara iletirken, atık maddeleri de vücuttan atmak için akciğer, karaciğer ve böbrek gibi organlara taşır. Ayrıca vücut ısı dengesini sağlar ve asit-baz dengesini korur. Kanserojen maddelerden, yabancı maddelerden, mikroplardan ve virüslerden korur. Pıhtılaşma yaparak kan kayıplarını önler. Kanın birçok görevi daha bulunmaktadır. İnsan için bu kadar önemli olan bir maddenin neden vazgeçilmez olduğunu anlamış oluyoruz.

Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımını canlı tutar.
Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşıma katılarak, bağışçının daha dinç ve canlı olmasını sağlar.
Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük fayda sağlar.
Trafik kazasında yaralanan bir kişinin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranış olacaktır.

Kan Bağışından Sonra Yapılması Gereken Hususlar

Bağışı takip eden iki saat içinde sigara kullanılmamalıdır.
Aynı gün bol bol sıvı tüketilmelidir.
Araç kullanılacak ise yarım saat kadar beklenmelidir.
Bağışı takip eden iki saat içinde ayakta kalınmamalıdır.
Ağır iş yapanlar ve uzun yol şoförleri gibi meslek sahipleri bağıştan 24 saat sonra iş başı yapmalıdırlar.

Kimler Kan Bağışında Bulunabilir?

Yasal formaliteler gereği idarece verilen form doldurularak, kimlik bilgileri tam ve doğru olarak yazılır.
18 ile 65 yaş aralığındaki herkes kan bağışında bulunabilir.
Nabız ölçüsü 50-100/dakika olmalıdır.
Büyük tansiyon 90 ile 180 mm Hg ve küçük tansiyon 60 ile 100 mm Hg aralığında olmalıdır.
Bir yıl içerisinde kadınlar 3, erkekler ise 4 kez kan bağışı yapabilir.
Bağış tok karnına yapılmalıdır.
Bağışçının vücut ısısı 37.5 derecenin üstünde olmamalıdır.
Kan bağışından yaklaşık 12 saat önce alkol alınmamalıdır.